28 Eylül 2024 Cumartesi

Başka Mahkemeye Gönderilen Mazeret Dikkate Alınmalıdır

ÖZET:
  • Davacı vekilinin geçerli bir mazereti bulunduğu, ancak bu mazeretin sehven başka bir mahkemeye gönderildiğinin açıkça anlaşıldığı hâlde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, bu durum Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiğinden bozmayı gerektirmiştir.

YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas : 2023/3280
Karar : 2024/1308
Tarih : 22.04.2024


Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davacının Ayvalık 1.Noterliğinin 27.02.2007 tarihli araç satış sözleşmesi ile ... plakalı aracı ruhsat maliki gözüken ve kendini ... olarak tanıtan şahıstan satın aldığını, 67.155,00 TL satış bedelini ödediğini, satış sözleşmesini noterde imzaladıktan sonra devri yapmak üzere Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne gittiğinde araç satışının sahte kimlikle yapıldığını, kendisini ruhsat maliki olarak tanıtan şahsın ruhsat maliki olmadığını öğrendiğini, aracın çalıntı araç olduğunun anlaşılması üzerine de gerçek maliki tarafından teslim alındığını ileri sürerek; 67.155,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı ...; davacının paralarını geri alabilmek yolu olarak Noterlik Kanunundaki 162 nci maddeyi kullandığını, ancak bu maddede noterin hatalı, eksik işleminden doğan zarardan bahsedildiğini, varsa satan kişiye başvuru yapılıp zararın istenmediğini, zararın doğmadığını, henüz işlemin hatalı ve eksik yapıldığının da anlaşılamadığını, aldatma kabiliyeti yüksek bir sahtecilik varsa bunu personelinin tespit etmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 16.02.2010 tarihli ve 2007/383 E., 2010/75 K. sayılı kararla; davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile 67.155,00 TL maddi tazminatın 27.02.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.03.2013 tarihli ve 2013/3459 E., 2013/5678 K. sayılı ilamıyla; "...Mahkemece, eksik belgeler tamamlanarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınması ve Savcılık soruşturma dosyası ile dava açılmış ise ceza mahkemesi dosyası getirtilerek incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 11.05.2016 tarihli ve 2013/576 E., 2016/271 K. sayılı kararla; davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL'nin haksız fiil tarihi olan 27.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ... hakkında açılan davanın subut bulmadığından, davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.10.2018 tarihli ve 2016/22849 E., 2018/9961 K. sayılı ilamıyla; "...Mahkemece; öncelikle, dava konusu noter alım-satım işleminde kullanılan tüm belgelerin iğfal kabiliyetlerinin olup olmadığının tespiti için eksik belgeler tamamlanarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınması, ayrıca dava konusu olay ile ilgili olarak derdest olduğu anlaşılan Ayvalık 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/124 E.(Yeni: 2015/234 E.) ve Üsküdar 1. (İstanbul Anadolu 5.Ağır Ceza) Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/339 Esas sayılı ceza dava dosyaları sonucunun bu dava için bekletici mesele yapılması, hasıl olacak sonuç dairesinde usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca takip edilmeyen dosyanın 31.05.2022 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin yenileme talepli dilekçesinde dosyanın 31.05.2022 tarihli duruşmasına mazereti yanlış dosyaya gönderdiğini beyan ettiği, 03.12.2014 tarihli celsede ve 16.12.2015 tarihli celsede davacı tarafça takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, davacı tarafça iki kez yenileme işlemi yapıldığı, aynı maddenin altıncı fıkrasına göre işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan davanın, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemenin 31.05.2022 tarihli duruşmasından bir gün önce 30.05.2022 tarihinde Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben hazırlanan mesleki mazeretlerini bildirir nitelikteki dilekçelerini sehven Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/25 E. sayılı dosyasına gönderdiklerini, mesleki mazeret dilekçesinin yanlışlıkla aynı dosya numarasına sahip başka bir mahkemeye gönderildiği hususunun duruşma zaptının UYAP sistemine taranmasıyla fark edildiğini, Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmayla aynı gün başka mahkemelerde duruşmalarının olması nedeniyle Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyanın duruşmasına mesleki mazeret gönderilmesi zorunluluğunun doğduğunu, Mahkemenin 31.05.2022 tarihli celsesine katılmamaları için geçerli mazeretlerinin mevcut olduğunu, 31.05.2022 tarihli kısa kararda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesiyle ilgili bir hüküm kurulmamış olmasına rağmen 06.06.2022 tarihinde gerekçeli karar kurularak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiğini, mesleki mazeretleri geçerli bir nedene dayandığından sehven yanlış mahkemeye gönderilen mazeret dilekçesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, mesleki mazeretleri geçerli bir nedene dayanmasaydı dahi Yargıtay bozmasından önce verilen kısmen kabul kararları yönünden usuli kazanılmış hakkın söz konusu olduğu gözetilmeden davanın tüm davalılar yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Kanun'un 27 ve 150 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Hukuki dinlenilme hakkı, temel dayanağını Anayasa'nın 36 ncı maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anılan maddeye göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu düzenlemenin medeni usul hukukundaki yansımasını hukuki dinlenilme hakkı oluşturur. Hukuki dinlenilme hakkının sağlanması aynı zamanda adil yargılamanın da sağlanmasıdır.

2. Hukuki dinlenilme hakkı uluslararası alanda da korunmuştur. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesinin 10 uncu maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde, adil yargılanma hakkı kapsamında düzenlemelere yer verilmiştir.

3. Davacı vekili 31.05.2022 tarihli son duruşmadan önce, UYAP üzerinden gönderdiği dilekçe ile aynı gün İzmir 1. İş Mahkemesinin 2020/186 E. sayılı, İzmir 6. Tüketici Mahkemesinin 2019/226 E. sayılı, İzmir 7. İş Mahkemesinin 2019/370 E. sayılı, İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/446 E. sayılı, Kemalpaşa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/93 E. sayılı, Kemalpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/461 E. sayılı, Kemalpaşa 2. İcra Ceza Mahkemesinin 2019/167 E. sayılı dosyalarının duruşmalarının olması nedeniyle katılamayacağından yurt dışı tebligatların beklenilmesini ve mesleki mazeretlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş, ancak mazeret dilekçesi sehven Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 E. sayılı dosyasına gönderilmiştir.

4. İşlemden kaldırma ve davanın açılmamış sayılması müessesesi yazılı yargılama usulüne tabi davalar için 6100 sayılı Kanun'un 150 nci ve basit yargılama usulüne tabi davalar için aynı Kanun'un 320 nci maddesinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun 150 nci maddesi gereğince; usulüne uygun biçimde çağırıldığı halde, taraflardan (veya vekillerinden) hiç biri duruşmaya gelmezse, mahkemece dava yenileninceye kadar dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilir.

5. Aynı maddenin altıncı fıkrasında yer alan; "İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır." hükmü gereğince, davanın iki defa yenilendikten sonra üçüncü kez takipsiz bırakılması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği açıklanmıştır.

6. Kural olarak, mahkemece; taraflara usulüne uygun davetiye çıkarılması, bu yolla tarafların duruşmada hazır bulunmalarının ve savunma yapabilmelerinin sağlanması yasal bir zorunluluk ve hukuki dinlenilme hakkının da gereğidir.

7. Usulüne uygun davet edilen taraf davacı ise, davasını takip etmek istiyorsa, bizzat ya da vekili vasıtasıyla duruşmaya katılmalıdır. Eğer duruşma günü celseye katılma imkanı yoksa, buna ilişkin mazeretini bildirmeli, belgelemeli ve duruşma gününün kendisine bildirmesi için gerekli giderleri de yatırmalıdır. Davalı taraf ise, yargılamaya katılmak istemiyorsa ve savunma yapmayacaksa katılmak zorunda değildir. Bu durumda davayı inkar etmiş sayılır; davayı takip etmek isteyip de buna imkanı yoksa bu durumu dilekçesi ile bildirmeli, belgelemeli ve tebliğ giderlerini de yatırmalıdır.


8. Davacı yanca mazeret bildirilmiş; mazereti hazır bulunan taraf ve mahkeme kabul etmişse, bu halde yargılamaya devam olunarak belirlenecek yeni duruşma gününün yatırılan davacı giderlerinden karşılanarak gelmeyen tarafa bildirilmesi gerektiğinde de kuşku yoktur.

9. Davacı mazeret bildirmiş ancak belgelendirmemişse ya da gönderdiği mazeret geçerli değilse, hazır bulunan taraf sorulmasına karşın mazereti kabul etmemişse, mahkeme mazereti değerlendirecek kabul ederse açıklanan şekilde davacı tarafa yeni duruşma gününü bildirecek, kabul etmezse de davanın hazır bulunan tarafça takip edildiğine ilişkin açık bir beyan bulunmadığından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verecektir.

10. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilinin geçerli bir mazeretinin bulunduğu ancak mazeretin sehven başka mahkemeye gönderildiği açık olmasına rağmen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ve bu itibarla Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.


VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

22.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder