7 Ekim 2024 Pazartesi

Haczedilen Mallar Satılmadan Kanuni Temsilciye Takip Başlatılamaz

ÖZET:
  • Olayda asıl borçlu şirkete ait çok sayıda motorlu araç bulunması, vergi dairesi müdürlüklerinin kamu alacaklarının tahsilinde önceliğinin bulunması ve asıl borçlu şirkete ait araçların amme alacağının önemli bir kısmını karşılayabilecek nitelikte olması nedeniyle şirket hakkında yapılan takip sonuçlanmadan mevcut borçların tamamının tahsili için davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas : 2022/1755
Karar : 2023/1356
Tarih : 22.11.2023

Dava konusu istem: Davacı adına, ... Hizmetleri Anonim Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …,… ile … tarih ve …, … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmeden önce amme alacaklarının tahsiline yönelik asıl borçlu şirket hakkında yapılan takip tamamlanarak alacağın şirketten tahsil imkanı kalmadığının ortaya koyulması gerekmektedir.

Olayda asıl borçlu şirkete ait çok sayıda motorlu araç bulunması, vergi dairesi müdürlüklerinin kamu alacaklarının tahsilinde önceliğinin bulunması ve asıl borçlu şirkete ait araçların amme alacağının önemli bir kısmını karşılayabilecek nitelikte olması nedeniyle şirket hakkında yapılan takip sonuçlanmadan mevcut borçların tamamının tahsili için davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Mahkeme bu gerekçeyle ödeme emirlerini iptal etmiştir.

Davalının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu edilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemini reddetmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 23/12/2021 tarih ve E:2017/2571, K:2021/10768 sayılı kararı:

Olayda, davacı adına takibe geçilmeden önce şirket hakkında mal varlığı araştırmasının yapıldığı, şirkete ait araç, menkul ve gayrimenkul mallar olduğunun tespit edildiği, ancak davalı idarenin alacağını karşılamaya yetmeyeceği görüldüğünden davacı adına "kanuni temsilci" sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde bu yönden hukuka aykırılık bulunmadığından ve işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Dava Dairesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ödeme emrinin hukuka uygun olduğu, davacının kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu anonim şirketin muaccel hale gelmiş vergi borçlarını vadesinde ödememesi üzerine söz konusu şirket nezdinde gerekli mal varlığı araştırmasının yapıldığı, şirketin borcunu karşılayacak herhangi bir mal varlığına rastlanılmadığından amme alacağının ödevli şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, anonim şirketlerde temsil yetkisi murahhas üye veya üyeler ile müdür olarak üçüncü kişilere bırakılmadıkça yönetimde bulunan tüm üyelerin şirket borçlarından müşterek ve müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, davacının şirketin kanuni temsilcisi olduğu hususunun tartışmasız olduğu, dava konusu ödeme emirleri ile tahsili talep edilen borçların asıl borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk ettiği ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin dava konusu edilmediği belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Asıl borçlu şirketin çok yüksek değere sahip menkul ve gayrimenkul malları bulunmasına rağmen idarenin şirket hakkında yapılan takibin sonuçsuz kaldığı yolundaki iddiasının gerçeğe aykırı olduğu, asıl borçlu şirket hakkında yapılan takip tamamlanmadan kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu, aynı zamanda amme alacağının zamanaşımına uğradığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

Davalının temyiz isteminin REDDİNE,

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine,

22/11/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY:

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder